10 Nisan 2010 Cumartesi

VENİ VİDİ VİCİ

Çalışma hayatıma  henüz liseyi bitirmişken( ve üniversiteyi o sene kazanamadığımdan) ilk olarak babamın sayesinde büyük bir holding te başladım. 5 sene kadar burada çalıştıktan sonra , e tabii birazda büyüdükten sonra hayatımda çok önemli bir yeri olan çok sevgili şirketim "ALYANS DENİZCİLİK" e geçtim. Şimdi yazarken bile yüzüm gülümseyerek yazıyorum,  gerçekten çok seviyordum ben orayı. Tam olarak aile gibiydik orada, ve "ALYANS" ta işe başlayan ilk kız olmanın gururu ile uzunca bir süre burada çalıştım takii bir gün kafam kızıp istifamı verene kadar. Hergün güle oynaya işe geliyor, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum.Çok güzel dostluklar edindim orada, çok güzel arkadaşlıklar. Neyse ordaki anılarımı anlatmak değil maksadım.  Orada çok özel iki dost edindim. Biri Gamze diğeri Asu. Aslında Asu, Gamzenin çocukluk arkadaşıydı biz tanıştığımızda; sonra bizim şirkette kadro açılınca onu da yanımıza aldık ve bugünlere uzanan güzel bir dostluğun  ilk adımlarını attık.

Aman ne maceralar yaşadık anlatamam. Ama sanıyorum hepimiz için en önemli olan aşağıda anlatacağım dır :

- Bir öğleden sonra Asu şirketin arka tarafındaki odasında eline gazetesini açmış tatil/tur  ilanlarına bakmakta.  Her zamanki gibi ben de mola vermiş ve soluğu arkadaşımın yanında almıştım .Derken Gamze geldi yanımıza ve Asu dediki, keşke "Italya 'ya gitsek" sonra hepimiz birbirimize baktık ve neden olmasın dedik. Aylardan Ocaktı yeni zam almış olmanın rahatlığı içinde  gidermiyiz ? gideriz dedik ve başladık işlemlere.
Tamam karar verdik ama iş karar vermekle bitmiyor ki, arkadaşına yatıya gidemeyen ben (sadece Asulara  ve Gamzelere izin vardı aslında) keza Asu da öyle  , nasıl İtalya 'ya gideceğiz. Ben dedim ki, bunun tek yolu var başımıza bir büyük alarak gidicez. Ve kurban olarak ablamı seçtik.  O akşam ben evde ablamı ikna etmenin yollarını aradım biraz zorlandım ama o da kabul etti. Sıra babam "Niyazi Bey" e geldi. O işte biraz zor oldu.
ama ablamın ikna kabiliyeti benden daha fazla olduğu için işi ona bıraktım.

Babam tabi  tam beklediğimiz şeyleri söyledi : - ne yapacakmışız kız başımıza , nasıl olacakmış falan filan.
3-4 gün sonra babam ikna oldu ve son hız işlemlere başladık. Çünkü ablam hariç hiç birimizin pasaportu yoktu. Fotoğraflar çekildi, dilekçeler hazırlandı, şirketten yazılar istendi bir sürü prosedür ama evvelallah hepsinin üstünden geldik ve sonunda biletlerimizi elimize aldık ve uçağa bindik.  Öğleden sonra Roma'ya inmiştik ama hala inanamıyorduk, ilk olarak bizi daha otelimize yerleşmeden "VATIKAN"a götürdüler. Muhteşemdi, sonra "COLLESIUM"a gittik ama içeri giremedik,  sonra  gruptan biraz ayrı kaldığımızdan gördüğümüz her çeşmeye "AŞK ÇEŞMESİ" muamelesi yapıp resimler çektik. En son "AŞK ÇEŞMESİ"ne gideceğimizi nerden bilelim neyse daha sonra otelimize yerleşmek için gruplara ayrıldık ve otelimize geldik ama otel berbat ötesi, ablam tur rehberine ben üç genç kızla burada kalmam diye tutturunca bizi başka bir otele aldılar. Bu otel çok güzel ve temizdi.  İlk gece İtalya'da olmaya hala inanamamış olan bizler birazda tedirginlikle yataklarımıza yollandık. İkinci güne  güzel bir kahvaltı eşliğinde ve tabiki gerçek bir espressoyla başladık. "SABATTINO" (otelin  resepsiyonisti, garsonu, sorumlusu vs) önce çay içtiğim için bana kızıp kahve vermedi ama sonra ikna ettim. Ogün bizi serbest bıraktılar, allaahhhhhh öyle bir dolaştıkki kendi başımıza akşam otele döndüğümüzde tabanlarımız şişmişti. 3. gün Floransa'ya gittik. Harika bir şehir, her yer sanat eseri görünümünde. Burada  sokak sokak dolasırken bir ara birbirimizi kaybbettik. Gamze büyük bir mağaza ya girmiş, onu orda bulup yine orda bırakınca, dönüp diğerlerini aradım , ama ne göreyim Asu ve ablam bir satıcı ile pazarlık halindeler. Asu az bildiği İngilizceyle ablam Türkçe olarak adamla pazarlık ediyorlar onlara hiç ilişmedim ve baktım adamı ikna edip alacaklarını aldılar. O aksam Roma'ya geri döndük.Ertesi gün bizi ayakkabı farikasına götürdüler, ayakkabı delisi olan ben burda tabiki kafayı yedim ve bir büyük çanta ile ordan çıkabildik.Otele geri döndüğümüz zaman turdaki birçift (eskişehir ki bir kuyumcu ve eşi) bizimle dalga geçti tüm parayı ayakkabılara yatırdık diye  ama öğleden sonra  görüştüğümüzde aslında gülünecek olanın o olduğunu anladık, parasının tümünü yankesiciler çalmıstı, bize keşke bende sizin gibi alışveriş yapsaydım da  en azından harcadım derdim dedi. Yazık tabi biz üzülmekle beraber kıs kıs gülüyorduk. Ogünün akşamı İstanbul'a doğru yola çıktık. Bir yandan da düşünüyorduk bir daha ne zaman geliriz diye..


Canım arkadaşarım iyiki varsınuz, iyi ki gezmişiz beraber, iyi ki.........

Sizi seviyorum

3 yorum:

  1. Romaya biz de çok sevdiğimiz arkadaşlarımızla gitmiştik.Roma(italya'nın her yeri)muhteşem ama arkadaşlarla olunca daha da güzel:)
    En mutlu olduğum andır seyahatler...
    Arkadaşlara ...
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Ah canimmm ya sabah sabah nasıl motive ettin beni seyahat ve ben ayrmaz bir ikiliyiz nasılda eglenmistik peynirsiz pizza bile yemiştik ondan sonra ben uç kez daha gittim ama o tadı alamadım Alyans dersen orası hayatımın sirketidir dostluklar ve bu sektöre girisimin temeli olan sen ve Gamzeyi herzaman sevgi ile hatırlıyorum bende sizi seviyorummm:)

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Ruhum
    sana katılıyorum, arkadaşlarla yapılan her etkinlik bir başka güzeldir.

    Canım Asum,
    Seninle başka maceralarımız da var,Fethiye gibi
    hatırlarsın, onu başka bir zaman anlatıcam.

    YanıtlaSil